Binaların yapımı ve kullanımı için salınan sera gazları, dünyada salınan zararlı gazların yaklaşık %30’unu oluşturuyor. İnşaat sektöründe atılacak adımlar bu nedenle çok önemli.
Yeşil bina kavramı, kolaylıkla anlaşılabilir bir terminoloji geliştirdi. Bu yapılar, dünyaya en az zararı vermek prensibi ile tasarlanırlar. Tüketilen enerji miktarını azaltmak, yerel malzemeler kullanmak, ısı yalıtımı yapmak, yüksek verimli iklimlendirme sistemleri kullanmak, atıkların geri dönüşümünü arttırmak, yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih etmek, yapım sürecinin temel kriterleri.
Kuzey Amerika ve Avrupa’da yeşil bina kriterleri, yapı yapmanın temel standartları haline geliyor.Şehirlerin, tümüyle yenilenebilir enerjiye geçişi için planlar hazır görünüyor. Almanya ve İngiltere, dünyanın bu konuda öncüleri. Diğer ülkeler de düzenlemeler geliştiriyorlar.
Büyük bir sürdürülebilirlik hareketi başlamış durumda.
Türkiye de yenilenebilir enerji ve yeşil bina stratejilerini güçlendiriyor. Özel sektör bu akımı bir prestij değeri olarak ele almakla işe başlasa da, enerji maliyetlerinin düşmesi, işletme verimliliğinin artması ekonomik bir katkı olarak geri dönüyor. Bunun yanında dünyayı kurtarmaya başladık…
Enerji verimliliği yüksek, yeşil binalar üreten Interpartner, kendi sektöründe yenilikçi müteşebbisler ile bir araya gelerek kuvvetli bir hedef birliği oluşturuyor. Çağdaş mimari tasarımın yanı sıra, özellikli enerji verimliliği yöntemleri kullanılarak, ayrıcalıklı örnekler ortaya çıkarılıyor.
Interpartner mimari, elektro-mekanik ve bina işletme organizasyonunda sürdürülebilirliği gerçek anlamda hayata geçiren, “fonksiyonel yaratıcılık” ilkesinin öncüsü. Multi-disipliner yapısı ile dünyadaki çağdaş Proje Yönetimi mantığının iyi bir örneği.